Pecunia Non Olet

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Önsöz: Bu Forum Rp de iki ana karakter dışında kalıcı karakter olmayacak. Rpye geçici olarak katılmak için ise bana ya da Trisha ya pmle ulaşabilirsiniz...

***

Sessiz, sedasız hedefini barındıran evin avlusunda belirdi genç yarım elf, üzerindeki geceden daha kara giysileriyle. Gecenin ışıksızlığını, sırtında taşıdığı katanasının parlak kabza metali yarıyordu. Uzun siyah saçları dağılmış, yüzünü gözünü kapatmıştı lakin kısmen sivri kulakları, uçlarından kendilerini belli ediyorlardı. Sol kulağında sıra sıra dizilmiş tanelerce küpesi, farklı fakat dikkat çekmeyen şıkırtılar yaratıyordu. Avlunun berisinde bir köşeye pustu. Çenesinden uzayıp giden keçi sakalını sıvazladı, ardından çizmesinden çıkardığı siyah kumaşı yüzüne bağlayarak, burnundan sakalının ucuna kadar olan bölgelerini örttü.

Seri hareketlerle pustuğu yerden ayrılıp eve doğru yaklaşmaya başladı. Kapıya yeltenmişti ki vazgeçip evin arka tarafına dolaştı. Evin balkonları hırsızlığa gayet uygun görünüyordu. Balkon demirlerinin araları fazlasıyla geniş ve boyları kısaydı. Zorlanmadan balkona zıpladı ve demirlerden destek alarak kendini yukarı çekti.

Tuhaf kapı açık!

Bu da demek oluyordu ki ev boş değil. Sağ bileğindeki ince, küçük ve sivri metaller fırlatan düzeneğinin hazırda olup olmadığını kontrol ettikten sonra eldivenli ellerini kapıya yaslıyarak, zaten aralık olan kapıyı biraz daha açarak içeri girdi. Küçüklüğünden beri sağ elinden çok daha üstün ve kabiliyetle kullandığı sol elini katanasının kabzasına sıkıca tutturup evin içinde dolanmaya başladı.

Balkonlu odadan ayrılıp merdivenlere yönelmişti ki bir odadan gelen tıkırtı, merdiven basamağına yönlenen ayağını geri çekmesine sebep oldu. Katanasını bir kaç santim çekti ve tıkırtının duyulduğu odanın önüne geldi. Bu kapı da tamamen kapalı değildi. Kapıya yaklaştı ve aralığından odaya göz attı.

İşte bu! Kasa burda... Da önündeki kim?

Buna aldırış edecek değildi. Yine de kan dökmek şimdilik gereksiz görünüyordu. Katanasının kın bağlarını çözdü ve kını iki eliyle tutarak, tek bir çıt çıkarmadan kasanın önündeki kişiye yaklaştı.

Yeterince yaklaşmıştı ki elindeki kılıç kınını kasanın önünde, sürekli bişeyler kurcalayan kişinin boynuna geçirip, kendine çekerek sıkıştırdı. Bir taraftan 'Şşşşşşş!!' diye fısıldarken, bir yandan da kişinin yüzünü görebilmek için boynunu öne doğru eğmişti...

Bir kız olduğu vücut hatlarından belli olan kişinin yüzünde de aynı kendinin ki gibi bir peçe bulunuyordu. Genç yarım elf peçenin altında kalan sivri kısmından tuttu ve aşağı doğru çekti.

Ne? Bu bir şaka mı? Karşısındaki üvey kardeşinden başkası değildi. Sesine hakim olarak, sertçe ve hızlı nükseden bir fısıltı çıkmıştı ağzından.

Trisha?

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

Bu gecenin eninde sonunda geleceğini biliyordu... Üvey de olsa kardeşi ile arasındaki benzerlik birçok öz kardeşten fazlaydı.Belki yüzlerine bakıldığında benzerlik gece rengi saçlarıyla birkaç yüz hattından ileri gitmiyor olsa bile yetenekleri büyük benzerlik gösteriyordu.

Tamath da gece çalışanlar arasında en az Trisha kadar yetenekliydi.Bunu defalarca duymuştu kız.Hatta birkaç olayda kardeşi olan bu yarım kanın işlerini ondan önce halledip gittiği yerlerden eli boş dönerken yüzünün alacağı hali hayal etmek onun için büyük bir zevk olmuştu.Öte yandan bunu başarabildiğinden hiçbir zaman tam olarak emin olamamıştı.

Ve işte bugün.Saniyelik bir fark üvey kardeşleri biraraya getirmişti.Kız boynunu sıkan kının verdiği rahatsızlığa rağmen bakışlarında büyük bir rahatlık vardı.

"Efendim Tamath?"dedi boğuk bir sesle sadece.Her saniye ikisinin birden yakalanma olasılığını katlıyor da olsa bu adamı sinir etmek onun en büyük zevkiydi işte.

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Karşılaştığı rahat tavırdan sinirleri bozulan yarım elf, kını biraz daha sıkılaştırmaya başladı. Yine de bir yerde kendi canı acıyormuş gibi hissedince, kardeşinin boynunu sıkmayı bıraktı fakat hala kın kızın boynunda, boyun ise Tamath'ın kontrolündeydi. Öfkeyle bir kaç kelime daha fısıldadı.

Lanet ufaklık, ne işin var senin burda? Def ol eve; tabak, çanak yıka!

Artık Trisha'nın ne olduğu, kim olduğu belli olmuştu. Tamath'ın bugüne kadar onun ismini duymamasının nedeni belki kızın bir takma isim kullanıyor olması, belki de Tamath'dan sakladığı gibi diğerlerinden de bu işini saklamasıydı. Ama artık öğrenmişti.

Bir süre çatık kaşlarla kızın yüzüne baktıktan sonra, bakışları kasa içindeki paketlerle buluştu ve o anda bulundukları odanın kapısı büyük ihtimalle ev sahibi tarafından açılmaya başladı. Kılıç kınını biraz sıktıktan sonra, seri hareketlerle kını çekip, kızın alnından sertçe yere bastırdı. Ardından da kasadaki paketleri kaptı, kızın kolundan sıkıca tuttu ve ayaklanarak odanın kapalı penceresini kırıp dışarı atıverdi kendini ve kardeşini.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

Tamath'ın tabak çanak yıka sözleri kızı güldürmüştü.Bu komik sözler belki de engel olmuştu paldır küldür pencereden atılmaya kızmamasına.

Böyle kaçışlarda tecribeli de olsa hep tek başına olmaya yani pencereden atılmaktan çok atlamaya alışıktı.Bu yüzden düşerken vücudunu dengelemek için biraz düşünmesi gerekti.Neyse ki her zamanki rahatlığıyla parmak uçları yere değe değmez ağırlığı daha bileklerine tam yüklernmeden kendini aleri atarak bir taklayla ayağa kalktı ve sessiz adımlarla koşarak ilk gölgeye saklandı.

Tamath'ın bir saniye sonra yanından geçip gitmesine izin verecek ya da onu da gölgeye çekip güvenli bir yere götürecekti.Paketler de düşünülürse ikinci seçeneği tercih ettiğini farketti ve yaklaşan adamı bir eliyle ağzını kapayarak yanına gölgeye çekti.

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Bineğine bir kaç adım kalmışken kızın ortadan kaybolması, sonra da Tamath'ı da yolundan saptırması yarım elfin dikkatini dağıtmıştı, fakat bu dikkat dağınıklığı uzun sürmemiş ve Trisha'nın, ağzındaki elini çekiştirip, tekrar nefes almaya başlamıştı. Trisha'ya bakıp hırladıktan sonra, etrafı kolaçan etmeye başladı.

Dış dünya gayet sakindi ama bu sakinlik bir kaç saniyeden uzun sürecek değildi. Bu gölge de onları daha fazla gizlemeyecekti. Gülümseyerek bir kaç kelime mırıldandı.

Çok ayak bağı oldun bu gece velet.

Bu cümleden sonra yine kızın kolundan tutup çekiştirmeye başladı. Hızlı ve sessizce ilerliyorlardı. Ta ki Tamath'ın siyah bineğine kadar.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

Ahhh bu adam nasıl hala yaşayabiliyor.Diye düşündü Kardeşine acıyarak.Kendi yöntemleri yanında bu yarım elfinkiler fazla göze batar kalıyordu.Ama yine de bu seferlik susup takip etmeyi seçti.Sonuçta onun işi büyük ölçüde oyunculuğa dayalıydı.

Tamath'ın çekiştiren ellerinden kurtulmuş siyah bineğe Tamath'ın arkasından bir tüy hafifliğiyle binmişti.Beline sarıldığı üvey kardeşinin kulağına eğildi.

"Beni evime bırakmayı aklından bile geçirme Tamathalion.Benden bu kadar kolay kurtulamazsın."

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Eve gidipte kurtulacağını sanma velet. Hele şu emaneti vakitlice teslim edip paramı alayım.

Yarım kan gibi aşağılayıcı bir lakapları olsa da yarım elfler, çeşitli lütuflara sahiplerdir. Deliksiz karanlık içerisinde Tamath yolunu rahatlıkla seçiyor ve duraklamadan, pineklemeden ilerliyordu. Ne var ki yarım elf at sürmekten sıkılmış, yorulmuş ve tütünsüz kalmıştı. Hem bu paketlerin ne kadar acelesi olabilirdi? Geç gitmesi hiç gitmemesinden iyidir. Hem Tamath parasını alamazsa, karşısındakinin gırtlağına basmakta tereddüt edecek biri değildi. Hem de arkasında duran kızın da sorguya çekilmesi gerekiyordu. Nehir kenarında bineği durdurdu ve üstünden indi. Kardeşine hiç bakmadan bir ağacın gövdesinin yanına oturdu ve sırtını ağaca verdi.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

"Umarım dilin sürçmüştür sevgili kardeşim çünkü bu işte param diye birşey yok!'Paramız' demelisin.Tabii çok ısrar edersen paran da diyebilirsin..."

Soğuk sesi onu o an öldürebilecek kadar tehditkardı.O an cevap alamayınca gidip kardeşinin yanına oturup sırtını aynı ağaca yasladı.Küskün küçük bir çocuk gibi kollarını göğsünde kavuşturmuş alt dudağı hafifçe sarkmış her zamanki o duru masumiyetiyle yere bakıyordu.

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Kardeşinin de yanına gelip oturması, Tamath'a dışa vurmadığı bir huzur sağlamıştı. Gerçi genç kızın bundan emin olduğunu hissediyordu ama yine de onu ve üvey annesini, uğurlarında kendisini feda edebilecek kadar çok seviyor ve benimsiyor olduğunu ne Trisha'ya ne de üvey annesine söylemiyordu. Şuan içerisinde oldukları durumun sıcaklığının biraz uzun sürmesini istediğini farkettiğinde, biranda ayaklandı ve iz sürülemeyecek sessizlikte ağaçların arasında dolanıp geri döndü. Döndüğünde kucağındaki bir dolu kuru dalı düzgünce sıraladı ve kibritiyle tutuşturdu. Dalları tutuşturduktan sonra, aynı kibritle ince kağıda sarılmış kaliteli tütününün ucunu ateşe verdi ve bir kaç nefes çekti. Bakışları nehirin üzerinde yakamoz yaratan büyüleyici aya kaydığında, gözlerini ayırmadan konuşmaya başladı.

Anlat bakalım Trisha! Bugün o kasa başına seni kim gönderdi?

Aslında umursadığının bu olmadığını farketti ve bir cümle daha ekledi.

Neden kendini tehlikeye atıyorsun?

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

"Hmmm...Eğlenceli olduğu için olamaz mı?Eğlenirken para kazanmak da ayrı bir zevk...Karanlığı seviyorum sevgili Tamath ve sen bunu bugün farkedebildiğine göre bu işlerde senden daha iyiyim sanırım."dedi gülerek.

Aslında bu sefer biraz fazla kolay olmuştu kardeşinin izini sürmek.Bu işte bir iş vardı sanki.Ama ne olduğunu çözemeden kardeşine bundan bahsetmeye hiç mi hiç niyeti yoktu.

"Görüşmeyeli sakal bıraktığını biliyordum.Gece çalışmaktan hoşlandığını da.Hatta bu gece orada olacağını da biliyordum sadece bu kadar erken beklemiyordum seni.Sandığın kadar uzağında değildim ama bu kadar kabalaştığının farkında değildim.Elfler naziktir diye bilirdim ama anlaşılan insan kanıyla karışınca gün geçtikçe insanlardan bile kaba olmaya başlıyorlar.Tütün kullandığımı bildiğin halde bana ikram etmemen bundan olmalı...Ve sanırım o kabalıktan bende de var ki kardeşimden biraz tütün isteyeceğim..."

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Aksine küçük ukala hanım. Damarlarımdaki elf kanının ağır bastığını sende bilirsin. Öyle ki kardeşime tütün ikram etmeyecek kadar düşünceliyim. Yine de kendi parasını kazanan bir yetişkin, elini tütün tabakama attığında, tabakayı çekmeyecek kadar da kibarım.

Tamath'ın sözleri henüz bitmemişti ki kardeşi tütününün ucunu ateşe vermişti bile. Bunlar dışında bu küçük hanımın, Tamath'ın hareketlerini önceden öğrenebilmesi için birilerinden duyuyor olması gerekiyordu ki, Tamath, Trisha'nın kelimelerinden bu anlamı çıkarıp cebine koymuştu. Şimdilik bu konuda konuşmaya niyeti yoktu. Nasıl olsa bu paketlerin alıcısı bu konu hakkında muhakkak bir şeyler biliyordu.

Bu arada paket demişken. Ne olabilirdi ki bu paketlerin içerisinde? Vaad edilen paraya göre fazlaca kolay bir iş olmuştu. Hem kasaya ulaşmak da çok kolay olmuştu. Belki de kolaylaştırılmıştı. Bugüne kadar hiç bir görevde Tamath'ın başarısız olmadığı düşünülürse, bu küçük hanım boşuna böbürleniyordu. Her neyse... Bırak böbürlensin Tamathalion... Mutlu görünüyor...

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

"Eee bu iş bana verilmiş bir iş değil sadece sen girdiğine göre büyük bir kazanç vardır diye girdim.Ve bu paketlerde ne var çok merak ediyorum.Bana söyleyecek misin?

Diye sordu kız 19 yaşında olmanın çocuksu merakıyla.Tamath'ın ufak işlere girişmeyeceğini biliyordu.Ama bu kadar kolay ele geçirebildiklerine göre paketlerin değeri ne olabilirdi ki.KAsayı açan Trisha'ydı ve bu işlere ilk başladığında bile kolayca açabileceği cinsten basit bir kilitle korunuyordu.Günlüklerimi bile daha güvenli bir yere saklardım diye düşündü kız.

Bir an sesli mi düşündüm dedi kendi kendine ve gözlerini kardeşine dikip anlamaya çalıştı.

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Sana söyleyebilmem için benim de öğrenmem gerekiyor kardeşim.

Ses tonunda küçük bir çocukla oynayan babacan bir adam ibaresi vardı ki hareketleri de aynı doğrultudaydı. Paketlerden birini eline aldı. Ağzındaki tütün neredeyse bitmek üzereydi ve dumanı gözüne girdiğinden rahatsız olmuş ve tütünü fırlatmıştı. Paketi iki elinde sıkıca tuttuğunda İçinde bir külçe yada benzeri bi plaka var diye mırıldandı. Sırtındaki iyi gizlenmiş çantasını önüne aldı ve su matarasını çıkarıp, mataranın metal kapağını yarıya kadar suyla doldurdu. Kapağı ise kendini yakmamaya özen göstererek ateşin dibine iliştirdi.

Bir kaç dakika sonra kapaktan çıkan buharlar sayesinde paketin ağzındaki yapışkanı çözerek, özenle açtı...

Lanet... Bunun içinde tomar tomar boş kağıt var!!

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

Kıkırdadı...Aslında bu gerginliğini gizlemek için takındığı bir maskeydi çünkü içindeki kardeşine tapan çocuk onun böyle bir oyuna getirilmesinden rahatsız olmuş,gençliğin getirdiği aceleci intikam isteğiyle başa çıkmaya çalışan diğer yarısı anca her zamanki silahını kullanabilmişti.Gülmeyi.

"Eh sevgili kardeşim arada sen de tongaya düşebiliyormuşsun.Peşinden benim de düşmem salaklık tabii ki ama olsun."dedi gülümseyerek.

Yarım elfin yanına gidip çok hızlı bir hareketle adam daha ne olduğunu anlamadan sakalından bir tutam kopardı.Ve ani bir tepkiye kurban gitmemek için geriye sıçrarken gülerek sordu.

"Tek mi çift mi?"

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Yüzünü buruşturup, sakallarını okşarken bir yandan da tek diyivermişti. Yalnız söylemem gerekiyor, bu oyunu pek sevmedim ufaklık... dedi ve gülümsedi...

Trisha işi ciddiye almış elindeki sakal tellerini sayarken, Tamath'ın düşünmesi gereken daha ciddi konular içinden geçen önemli cümleler vardı... Bu öylesine yapılmış bir hile değil. Sanırım birileri bana Trisha'nın kimliğini öğrenmem için yardım etti. Yada bunun için diretti...

O sırada elindeki son teli de bıraktıktan sonra ellerini silkeleyen kardeşine odaklandı tekrar.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

"Tek...Demekki sen de benim gibi birilerinin bizi karşılaşmaya zorladığını düşünüyorsun.Belki de bu konuda birlikte bir karar verip ona göre hareket etmeliyiz.Hatta bu tek beni hala çocuk görüp benden kurtularak bu işin peşine tek başına düşmek istediğini de söylüyor.Ama Tamath,sence de artık büyüdüğümü kabul etme zamanı gelmedi mi?Ya da en azından deneme..."

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Hmmm... Pekala koca kız.

Elindeki kağıt tomarını paketin içine tekrar özenli bir şekilde koyduktan sonra, paketi Trisha'nın kucağına fırlattı.

O paketin ağzını yapıştırmakla ortaklığımıza ilk adımı atabilirsin.

Ardından kardeşinin yanlış anlayacağını düşünerek düzeltti.

Ortalıktan kastım o değildi. Seni peşimden sürüklemek gibi bir niyetim yok. Gerçi sen kendini zorla sürdüreceksin değil mi?

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

Bir anlık bir öfke içini sararken kaşları çatıldı,yüzündeki çocuksuluk silinirken ayağa kalktı ve elindeki paketi yakalayabileceğinden emin olduğu kardeşine fırlattı.

"Boşversene...Ne için uğraşıyorum ki.Lanet işine bir daha burnumu sokmayacağım Tamathalion,kardeşim.Kendimi zorla peşinden sürüklemeyeyse hiç niyetim yok.Şimdiye kadar olduğu gibi başımın çaresine bakabilirim.Geceleri titreyerek yanına gelen 5 yaşındaki Trish yok karşında!"

Zaten soluk olan yüzü öfke ve Tamath'a bağırmasına hissettiği şokla iyice solmuştu.Yumruklarını sıkmış defol git o zaman cevabını aldığı an dönüp gitmeye hazır bekliyordu.

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

İlk defa kendisine sesini yükselten kardeşinin tepkisiyle irkildi kısaca. Gör artık Tamath, karşındaki kocaman bir kız.

Sönmeye yüz tutmuş ateşten uzak kalmış odunları, ateşin içine sokuşturarak harlattı ve ateşi güçlendirdi. Sonra tekrar sırtını ağaca yasladı. Sonra kardeşine biraz sokulduktan sonra sol kolunu Trisha'nın omzuna attı ve güven verici bir şekilde sarıldı kardeşine.

Kocaman bir kız oldun değil mi Trish? Canını yakmak istememiştim. Affet beni.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

"Beni peşine takılacak,ayak bağı olacak,korunmaya muhtaç bir zavallı gibi gördüğün an yanında olmayacağım kardeşim.Öyle olursam ayak bağı olmamak için,değilsem de beni böyle görmene dayanamayacağım için gitmiş olacağım."

Sonra başını göğsüne doğru yasladı kardeşinin.

"Ama seninle olmayı gerçekten özledim ve şu iş bitip uzaklaştığım an tekrar özleyeceğim yarım elf kardeşim.Eh belki de karşılaşmamız o kadar da kötü olmamıştır ne dersin?"

Başını hafifçe geri çekip ışıl ışıl buz mavisi gözleriyle kardeşine baktı.

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Hafifçe kıkırdadıktan sonra kardeşinin burnuna, yumuşak bir şekilde işaret parmağıyla vurdu. Trisha'nın çocukluğundan beri upuzun kirpikleri vardı. O kirpikler arasında sıyrılıp gelen derin buz mavisi gözleri, Tamath'ın gözbebeğinin seçilmesini imkansız kılan kara gözlerine kenetlenmişti. Tamath ise keyifle gülümsüyordu.

O zaman bu iş bittikten sonra da yanımdan ayrılma kardeşim.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

"Eh bunu becerip beceremeyeceğimizi göreceğiz değil mi?Gitmemiz ve çözmemiz gereken bir sorun var sanırım.Bana bu olayın ayrıntılarından bahsedersin herhalde artık.Çünkü inan bana ben çok şaçma derecede basit bir şekilde senin orada olacağını duydum ve paketleri burnunun dibinden kaçırıp seni çıldırtmak istedim.Eh fazla burnunun dibine girmişim anlaşılan.benim bildiğim bundan ibaret.Sen bu işe nerden girdin ve nasıl bu kadar kolay güvendin bu işi sana veren kişiye?Tabii en başta o kişi kim Tamath?"

Trisha hemen konuyu değiştirmişti.Neden bilinmez üvey kardeşine ne zaman sevgisini biraz olsun belli etse birden utanıp nereye bakacağını ne yapacağını şaşırıyordu.Sürekli didişmeye,sevdiğini söylemeden veya sevildiğini duymadan bunları hissedip hissettirmeye o kadar alışmıştı ki.Ve biliyordu ki bu tavrı Tamath'ı da rahatlatacaktı.Birbirlerine benzerlikler saymakla bitmiyordu işte...

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Sadece kendime güvendim ufaklık. İşverenin sağladığı, sağlayacağı güveni umursamam.

Bu sözleri ardından tek nedenin kendine güven olmadığını düşünen Tamath yüzüne kendiyle alay eden bir ifade takıp gülümsedi ve konuşmasına devam etti

Tabi vaad edilen bu kadar yüksek kuruşta etmenlerden birisi olabilir...

...

Kalk hadi yollanalım.

Son kelimelerinden sonra, ayaklandı ve önünde hala çatır çatır yanan ateşi tekmeleyerek nehire şutladı. Kardeşine, kalkması için elini uzattığında gördü ki, kız çoktan ayaklanmış ve bineğe doğru yürümeye başlamıştı. Bu hali gülümseyerek karşılayan Tamath katanasını kontrol ettikten sonra, yerden paketleri topladı ve kardeşinin arkasından bineğe doğru yürümeye başladı.

Mesaj Sayısı : 13 Kayıt tarihi : 01/04/07

Tamath'ın arkasına bineğe yerleştiğininüzerinden geçen zaman belki sadece birkaç dakika ile belki de saaterle ifade edilmeliydi...Tek bildiği sıkılmaya başledığıydı.Zaten konuşkan olmayan kardeşi kafasındaki düşüncelerle iyice suskunlaşmıştı...

Trisha da susuyor ve suskunluğuyla aslında kardeşinde-bir kırma da olsa- güvenini kanıtlıyordu.O en iyisini bilirdi her zaman...

Karanlık yerini yavaşça doğan güneşe bırakırken Tamath bineğini durdurdu...

Bu kadar tenha bir yerde bu kadar görkemli bir yapı görmeyi beklemeyen Trisha'nın şaşkınlığı anlıktı.Kendini toparlar toparlamaz da sevimli bir küçük kardeş olduğunu kanıtlayan ses tonuyla sordu:

"Geldik mi?"

Mesaj Sayısı : 16 Kayıt tarihi : 01/04/07

Geldik

Ses tonu aksi bir ihtiyarın ki kadar soğuktu. Tamath bu topraklarda yürümekten huzursuzluk duyacağını hiç düşünmezken, şimdi alıcağı cevapların merakıyla tutuşuyor ve huzursuzlanıyordu. Ayak bastıkları topraklarda her daim hoş karşılanmıştı yarım elf ki bu, bugün de değişmemişti. Haşmetli yapının kapıları, buyur edercesine açılmaya başlamıştı.

Kapılar, iki at arabasının rahatlıkla yan yana geçebileceği bir yola, daha doğrusu öteye kadar uzanmış sağlı sollu tezgahlara yani bir pazar yerine açılıyordu. Tamath bir yandan yol alıyor bir yandan da yanında yürüyen kardeşine şehrin geçmişinden bahsediyordu.

Bu toprakların ilk sahibi hatrı sayılır bir insan kralmış. İsmini aklımda tutmaya hiç gerek duymadım. Vaktinde ordunun deniz ötesinde seferde olduğu bir kuşatmada, yağmacıl bir birlikten para karşılığı yardım almış. Kuşatma atlatılmış fakat hain yağmacıllara karşı koyulamamış. Kral tahttan inmiş, yerine serseri lider geçmiş. Çok kısa sürede halkı kendi yaşam stiline o denli adapte etmiş ki artık buralar Hırsızlar İmparatorluğu olarak biliniyor. Bugün hüküm o liderin torununun ellerinde. Kendisi sık sık iş aldığım birisi değildir fakat sık sık yardım teklifi aldığım birisir. Karşılaşmamızı sağlayan kişi de o olsa gerek.

...

Burda gördüğün herkes işinin piri yankesiciler, gececiler, suikastçiler. Yine de şehir sınırlarında ihtiyaçları olsa da tehlike yaratmaz, hırsızlık yapmazlar fakat sınır dışında yanına bir grup yaklaştığında kendini sağlama al. Çünkü ne senin ne de benim yeteneklerim bu doğarken çalmaya başlayan canlılardan oluşan bir grubu durdurmaya yetmez.