Lilium TR
Lilium TR
Lilium TR
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Lilium TR

Saflığın Zambağı
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Genç Çağ

Aşağa gitmek 
4 posters
Sayfaya git : 1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
YazarMesaj
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 3:15 pm

Büyücüler Kuşansın, Kılıçlar Bilensin, Yolculuk Başlıyor!
Orta Dünyanın Tamda Ortasına.
Derinlere.

İnsanoğlunun Atarnath diyarında hüküm sürmeye başlamasından çok önceleri ejderhalar gökyüzünde azametle süzülmekte, dünyanın idaresini ellerinde tutmaktaydı. Ancak sonra büyücüler, bütün büyüsel gücün toplandığı kaynak olan İmkansızlık Çeşmesi'nin onlara sunduğu gücü kullanmakta aşırıya kaçtılar. Onların bu güce susamışlığı büyünün dağılmasına ve Boraw liderliğindeki yaratık topluluğu Yanık Sancak’ın dünyaya gelmesine neden oldu. Yaratıkları durmak bilmez yıkımını engellemek için ejderhalar bütün güçleriyle savaştılar ve bundan sonra yeni bir çağ başladı. Bu çağda genç ırklar; elfler, cüceler ve insanlar hüküm sürecekti.

Genç ırkların çağı yeni kötülüklere sahne olacaktı. Önce troller, goblinler ve sonra orklar dünyaya yıkım ve kan getirdi. Uzun yıllar boyu sadece savaş vardı. Sonunda insanlar, elfler ve cüceler ufukta zaferlerini görmeye başladılar. Artık orklar iskân bölgesi denilen kamplarda toplanmaya başlamış, troll ve goblinlerin sayısı önemsenmeyecek kadar azalmıştı. Ancak şimdi bu sorunsuz günler ebediyete kadar varolmayacaktı. İnsan krallıkları arasındaki anlaşmazlıklar büyük Vantorillon İttifakı’nı dağılma noktasına getirmişti. Dalaran diyarındaki büyücüler konseyi Nerih Jor’un büyücüleri şimdi hem bu duruma bir çözüm bulmaya çalışıyor hem de yeniden güç topladığı söylentileri yayılan "Boraw birlikleri" dedikodularının aslını araştırıyordu. Lakin ne yazık ki, bu söylentiler dedikodudan ibaret değillerdi.

Boraw ve soyundan gelen üç ork savaşçısı hayli zaman önce iskân bölgesinden kaçmış, bu durum, kellesinden olma korkusu duyan bölge muhafızları tarafından yalanlanmıştı. Bu yalan, zamanla kuyruk kazanıp, dünyanın dengesini sonsuza kadar değiştirecek kanlı bir isyana önayak olmuştu. Artık kara yaratıklar, azımsanamaz bir popülasyona ve sık sık meydana çıkar hale gelmişti. Üstelik Vantorillon İttifakı’nın topladığı savaşçı birlikler bu isyankar topluluklara yetemez durumdaydı. Yeni bir yaşama cabası için Vantorillon Konseyi toplantısı sırasında yedi üyenin yedisinden de aynı fikir çıkmıştı. "Elit kimselerden oluşan, küçük fakat bastırılamaz bir kardeşlik yaratmak."

Lakin bu duruma karşı ayakta kalabilecek kişilerin seçimi konusunda uzun uzun düşünülüp, üstünde tartışılması gerekmekteydi.

...

İki uzun gecenin ardından, üçüncü günün güneşi yeryüzünü aydınlatmaya henüz başlamıştı ki kesin karar verilip, mühürü vuruldu. Bu kimselerin eline ulaşması amacıyla; iki beyaz baykuş, bileklerine minik parşomenler asılarak, hedef kişilere doğru kanat çırpmaya başladılar. Parşomende kısa fakat öz bir kaç kelime bulunuyordu.

Vantorillon Konutu'na çağrılıyorsunuz. Kısrak yıldızının, dolunay etrafında dans ettiği gece.


En son OridiuXar tarafından Perş. Nis. 30, 2009 2:21 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Qoarat

Qoarat


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 3:38 pm

Derin bir nefesle yağmur bulutlarını tattım, demek yağmur geliyordu. Uçsuz bucaksız orman ülkemizi sarmış ve içinde barındırdığı hayvalarla açlık nedir bilinmez olmuştu. Geceye, kurt ulumaları ve nöbetçi askerlerin -şimdilik nöbet gereksizdi- sesleri dışında sükunet hakimdi.

Kafama inen bir damla yağmuru, Quam adını verdiğim ve şahsen kendim dövdügüm kol-kavrayan bıçaklarımla ikiye böldüm. Körüm ama sağır değil.

Her yer ıslanmaya başlayınca sinirlerim de altüst oldu. Islaklıktan nefret ederim hele bir de bastığım zemin topraksa!

Yerde bağdaş kurmuş, bana doğru hantalca gelen kanat çırpış seslerinin haberci baykuş olduğunu bilerek elimi havada asılı tuttum. Pençeleri batsada umursamıyordum. Baykuş yavaşça indi ve ayagına bağlanmış notu çözdüm. Parşömen değerli bir bitkiden yapıldığında bu onun önemli bir haber taşıdığını belirtmeye yarardı. Bana da bu tür birşey gelmişti. Ayağa kalktım ve hızlı adımlarla evime -kardeşimin yanına- ilerledim.

İçeri adım attığımda oturduğu yerden yayını germiş ölümcül bir ok atmaya hazırdı. Postayı ona verip yanına çöktüm, sessizliğinden ne olduğunu çıkaramasamda içindeki haraketlenmeyi hissettim.


En son Qoarat tarafından Perş. Nis. 30, 2009 7:17 am tarihinde değiştirildi, toplamda 6 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 4:05 pm

İçimde herzaman canlılara zarar verme isteği yoktur. Sadece yayıma aşığım. Etrafta onu gererek dolanmamın sebebi de bu. O olmadan çıplak gibiyim. Kardeşim ise kim bilir neredeki havayı kokluyor, sesleri dinliyor. Bunların ona yetmesini anlamlandıramıyorum. Belkide dar görüşlüyüm.

Dışarda ayak sesleri. Kardeşim geliyor olmalı -başkası olabilirmiş gibi. Bu kadar hızlı olmasının sebebi telaş mı? Endişelenmeli miyim? Yanıma geliyor -bu sefer daha yavaş. Bana uzattığı parşomene bakıyorum -daha okumadan beni rahatsız eden bu parşomene. Açıp okuduğumda ise hislerimde yanılmadığımı hissediyorum. Yine.

"Aman ne güzel" diyorum kardeşimin duyucağından emin olmasam da. Neden bahsediyorum ki o herşeyi duyar.

"Vantorillon Konutu'na çağırılıyormuşuz" diyorum kardeşime. Peki şimdi napıcaz der gibi bir ses tonuyla.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Qoarat

Qoarat


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 4:25 pm

Ablam kayglı bir ses tonuyla kelimeleri ağzında şekillendirsede benim kararım gayet net. Konsey çağırıpta bizim reddedmemiz hakaret olur.

Kardeşime mırıldanarak " Elbette yola çıkıcaz... Konsey başımız ve ne derlerse odur","Şikayetin yoksa hazırlıklara başlayalım, sabah güneşinin verdiği enerjiyle yolumuzu kısa sürede tamamlarız."


En son Qoarat tarafından Perş. Nis. 30, 2009 7:21 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 4:49 pm

Tabikide yola koyulucaz. Başka seçenek var mı ki? Neyseki kardeşim benim kadar huysuz değil. Ona katlanmam gerekmicem ama kardeşim için aynı şey söz konusu değil.

"Bir şikayetim olabilir sanki." Daha sonra pişman olacağımdan emin olduğum bu sözlerin ağızımdan çıkmasını engelliyemiyorum.

Yolculuk ne kadar sıkıcı olabilirdi ki. Bizim ırkımızın hızı göz önüne alınınca... En azından çabuk biticeğine dair olan inancım yol boyunca sabit kaldı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 4:56 pm

Kalemin topraklarında yalın ayak yürümekten her zaman keyif almışımdır.

Yine bir önceki sabah gibi; kumaştan yapılmış, hafif ve şık, zifiri lacivert -güneşin kaybolduktan sonra, ufukta yeniden can bulmasına izin verdiği tonu- giysilerimle birlikte mis gibi huzur kokan topraklarımda yürümekteydim. Çocuk yaştan beri alışkanlığım olan pipomu tütünle doldurup, ateşe vermiş, manzaranın güzelliğinin tadını çıkartıyordum. Derken içime korkunç bir umutsuzluk doluştu. Ardından güçlü yıldırımlar, kıvılcımlar ve yangın. Henüz dilimden lanet sözcükleri çıkamamıştı ki karşımda o pis yüzü gördüm. Boraw.

Elimdeki pipoyu atmış ve öne doğru atılmıştım. Ork savaş liderinin 10 adım kadar ötesinde aniden durdum. Kollarımı hafifce açmış, dizlerimi bükmüş ve boynumu hafifçe içeri çekmiştim. Derin nefes alışverişim yüzünden burun deliklerim büyüyüp, küçülüyordu.

Ne istiyorsun?! diye kükredim.

Cevap vermemişti, lakin elinde dev gibi bir gürz belirmişti. Gürzü gökyüzüne kaldırdı ve yere doğru şiddetle indirmeye başladı. O sırada arkadan çarpan bir şimşek adeta dile geldi. İNTİKAM!

...

Kan ter içinde uyanıverdim. Bu afyonun henüz rüyadayken patladığı uykulardan biriydi, hemen ayaklandım. İçi oyulmuş ve suyla doldurulmuş taşın yanına ilişip, ellerimi içine daldırdım. Soğukluğu bileklerimde hissettiğimde, gözlerimi kapattım ve defalarca avuç dolusu suyu yüzüme çarptım. Uzun süre doğrulmadım, ta ki su durulup yansımamı net bir şekilde görene kadar.

Kara gözlerimle, göz göze gelmemi engelleyen, uzun beyaz saçlarımı parmaklarımla sırtıma taradıktan sonra doğruldum. Kaslı vücudumda süzülen soğuk suya aldırış etmeden, belimden altımı bir kuşakla örtüp, geniş ve uzun kapıdan balkona çıktım. Beni karşılayan baykuş dikkatimi çekmişti, tabi ayağına iliştirilmiş parşomenden daha fazla değil. Nazikce parşomenin bağını çözdüm ve ruloyu açtım. Kısa ve kadim kelimelerden oluşan metini okuduktan sonra parşomeni tekrar rulo yapıp sol elimin parmakları arasında dolandırmaya başladım. İçine daldığım derin düşüncelerimin pek bir anlamı yoktu. Yüce İttifak bir çağrı gönderdiyse, bunun eşsiz bir nedeni olmalıydı. "Gitmek kaçınılmaz. Değil mi sevgili dostum?" diye mırıldanırken sağ elimle güzel kuşun gagasını okşuyordum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Qoarat

Qoarat


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 5:26 pm

En sonunda yağmur dindi. Bir elfe göre aşırı güzel olan kız kardeşim içindeki sıkıntıyı dile getirmemeye çalışsa da ben sezdim. Yolda açlığımızı hedefi onikiden vuran oklar giderdi. Ne kadar şanslıyım...

Gün ilerledikçe insanların tam aksine bizde yorgunluktan eser yoktu. Tekdüze yolun sonu ilerideki uzun ağaçevlerle belirdi. Tiz bir ıslıkla şahinimi omzuma çağırdım. Gördüklerini dile getirirken terslik yok gibiydi. Agacın etrafında tek bir muhafız vardı. Kardeşime "İşte geldi vakit, haberi duymaya hazır mısın?" diye fısıldadım. Kar beyaz kurdu Milanaé kesik bir ulumayla tepkisini verdi.


En son Qoarat tarafından Perş. Nis. 30, 2009 7:27 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 5:44 pm

"İşte geldi vakit, haberi duymaya hazır mısın?"diyor kardeşim. Duymaktan korktuğum sözler. İçimdeki sıkıntıyı Milanaé -benim gecenin siyahına tezat kurdum- kısa bir ulumayla dillendiriyor.

Kardeşimi hep sevmişimdir. Kendini hiç bir zaman göremicek olsada yüzündeki olgun bakışları, -benden daha büyük görünmesini sağlıyan bakışları- onu hep kıskanmamı sağlamıştır. Işıldayan suratındaki yara izleri bile güzel yüzünü gölgeliyemez heralde. Bu yaraların bir tekini bile unutamam. Benim savaşsever küçük kardeşim.

Ama şu an bu iyi hisleri beslicek havamda değilim. Ben burdan arkama bakmadan gitmek isterken o burda olmaktan memnun. Sırf bu yüzden bile ona kızabilirim.

"Hayır hazır değilim. Hadi geri dönelim"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Qoarat

Qoarat


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 5:56 pm

"Alatariel, sevgili kardeşim, emin ol şu anda ben de hazır değilim ama içeri girmemiz kaçınılmaz." gayet sakin nefes almaya çalışırken sonunu bilmediğim bu çukurda düşmek beni gerginleştiriyordu. Elini tutup onun içeri girmesini istedim. İçimden aynı zamanda ya kabul etmezse diye düşünürken birşeyler dediğini az biraz duydum.


En son Qoarat tarafından Perş. Nis. 30, 2009 7:33 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 6:07 pm

Ağzımı açmak dahi istemiyorum. O haklı içeri girmemiz kaçınılmaz. "Tamam haydi şu işi bitirelim" diye homurdanıyorum. Homurdanmak herzaman iyidir. Ses tonundaki endişeleri, sıkıntıları gizler. Başka tek bir laf bile etmeden bu ışık denizine doğru ilk adımımı atıyorum.


Heralde burdaki kimse bizim varlığımızdan rahatsızlık duymuyordur. Sinir bozucu derecede barışcıl oldukları için yada burda olmamız işlerine geldiği için. Nedeni çok umrumda değil bir an önce burdan ayrılmak istiyorum.

Burda bir gün geçirdik. Bize sabırlı olmamızı ve burda bulunduğumuz için minnet duyduklarını söyleyip duruyorlar. Sabırlı bir varlık olduğumu sanardım. Ama burdakiler sınırlarımı zorluyor. Bekliyelim bakalım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 6:27 pm

Gözlerim oda duvarlarındaki anlamsız bir noktaya kilitlenmişti. Siyah-gri adamantit zırhımı üzerime geçirmiş, hançerimi çizmemin içindeki kınına yerleştirmiştim. Uzun kılıcım belimdeki yerini almış ve efsaneye göre bizzat tanrı Lumianor tarafından yazılmış olan kutsal kitap kalın bir zincir ile boynumdan karnıma doğru sallanmaktaydı.

Keçiyi andıran miğferim başıma geçirildiğinde, boşlukta gezinen zihnim tekrar odanın içine dönmüştü. Gri pelerinim de sırtıma iliştirildiğinde, derin bir nefes aldım ve odamdan çıkarak taht odasına doğru yollandım. Bunca demir işçiliğine rağmen yürüdüğümde peydah olan tek ses boynumdaki kitabın zincirinden geliyordu.

...

Taht odasına girdim, tahtta oturan yaşlı adama doğru yavaş adımlarla ilerledim ve kralın tahtının 20 adım kadar önüne serilmiş büyük halının üzerinde durdum. Sağ dizim üstüne çöktüm ve bakışlarımı yere vererek konuşmaya başladım.

"Kralım, İttifak tarafından çağrılmaktayım. Rızanız gitmemden yanadır elbet, lakin bu sözleri bizzat sizden duymak istiyorum. Müsadeniz var mı?"

Kral, gururla bezenmiş bir tebessümle ayağa kalktı ve halının öbür ucuna gelip omzuma dokundu.

-Ayağa kalk sevgili oğlum.

Sözlerin ardından önce bakışlarımı, sonra vücudumu doğrulttum. Kralın berrak yeşil gözlerinin içerisine imrenerek bakmaya başladım. Konuşmadan uzun süre birbirimize baktıktan sonra, iki eliyle şakaklarımdan kavrayarak, alnıma bir buse kondurdu.

-Geri dönüşünü bekliyor olacağım Oridiuxar.

Döneceğim baba. diye mırıldandım, başımla kralı selamladım ve kapıya doğru yöneldim. O sırada ardımdan gelen bir ses içimdeki bütün hüznü silmeye, bir çocuk gibi sevinmeme neden olmuştu.

-Gözlerini benden almışsın evlat. Hala benimkiler kadar yeşil.

...

Kale ahırında bineğimin bulunduğu yere varmıştım. İri hayvan bir kırmaydı. Alışılagelmemiş bir kırma. Bir keçinin vücut yapısına sahip olmasına rağmen, en besili atlardan daha iri, en seri ötelenenden daha atikti. Lucém.. Ne bu tarafta, ne de tanrıların konaklarında.. Sadık Sürgün

Bineğime yaklaştım, uzun ve kemikli yüzünde elimi gezdirdikten sonra eğerini üzerine vurdum ve seri bir hareketle üzerine yerleştim.

"Yürü Lucém. Gölgeler izimizi barındırmakta. Yürüü!"

Koca binek, tozu dumana katarak yol almaya başladı.

...

Uzun uzadıya bir yolculuk sonrası, gizemli ormana varmıştım. Bineğimi yavaşlattım ve tırıs adımlarla yerleşim alanının içerisinden geçip konutun önüne doğru yollandım.

Konutun önüne vardığımdan Lucém'in sırtından indim ve insanın içinde tuhaf hisler uyandıran bir ışığın eşliğinde, göklere uzanan merdivenleri teker teker arkamda bırakmaya başladım. Merdivenler sonlandığında önümde dikilen devasa kapının ihtişamıyla karşılaştım. Kapının hemen önünde ellerinde mızraklarıyla pür dikkat suratıma bakan kapı bekçilerinin tek tek gözlerinin içine baktıktan sonra, miğferimi çıkartıp koltukaltıma aldım ve bekledikleri kelimeleri mırıldandım.

"Ben Santomarial Kalesi Varisi Oridiuxar Amantes İacta."

Sözlerim ardından, büyük kapılar tereddüt etmeden ve çıt çıkarmadan açılmaya başladı. Dudaklarımı büzüp, yutkunduktan sonra başımı hafifce yukarı kaldırarak kendinden emin adımlarla kapıları ardımda bıraktım. İçerde oturan iki gece elfine başımla selam verdikten sonra odada bakışlarımı gezdirmeye başladım. Elflerin karşısında yedi koltuk ve koltukların üzerinde belli belirsiz sis bulutları bulunuyordu. İçim irkilmişti fakat belli etmedim.

-Lütfen oturun Santomarial Varisi.

Sorgulamadan, uyum sağlamış bana ayrılmış olduğu belli olan boş koltuğa çökmüştüm.


En son Oridiuxar tarafından Çarş. Nis. 29, 2009 7:32 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 7:08 pm

"Meliorem Orman'ından Qoarat ve Alatariel" İsmimi duyunca direk ilgimi çeken bu elfe yöneliyorum. Belki biraz güzeldir. Güzellik anlayışımı kaybettiğimi düşünüyorum. Gözlerinin rengini yorumlamak zor. Hangimizin gözleri sabit kalıyor ki? Kardeşim bu dişiyle çoktan irtibat kurmuş gibi. Sanırım gözlerinin yerine fazladan bir duyu edinmiş. Bizimle konuşmak için geldiğini biliyor gibiydi. Hemen kardeşim ve güzel olup olmadığına karar veremediğim bu dişinin yanında yerimi alıyorum.

"Buraya geldiğiniz için teşekkür ederiz. Sizi beklettiğimiz için duyduğumuz üzüntüyü açıklayamam heralde. Ama iyi bir nedenden dolayı burda olduğunuzu bilmek sıkıntınızı gidericekir eminim." Sadece başımı eğmekle yetiniyorum. Suratındaki o küstah tavırdan hiç hoşlanmadım. Kendini bizim sahibimiz mi sanıyor bu? "Şimdi buraya gelme nedeninizi detaylı öğreniceksiniz. Beni takip edin."

Onların diyarında olduğumuza ve onların emirleri üzerine buraya geldiğimize göre karşı çıkmak hakkımız değil. Hem çıksak da neyimize yaricakki?

Burada yedi koltuk ve karşısında onlara simetrik olarak yerleştirilmiş üç koltuk bulunmakta. Bu yedi koltuğu karşısındaki üç koltuktan ayıran desenler normal insan bakışları için görülmesi zor detaylar. Ama benim kesin gözlerim üzerindeki çizikleri bile görebiliyor. Ama belliki kendilerini bizden üstün tutmak için hiçbir detayı atlamamışlar. Geçip bu üç koltuktan ortadakine oturuyorum. Her zamanki farklı davranma çabamla elbetteki. Sağıma kardeşim geliyor. Kardeşimin bu kadar sakin durması normalde garipsenicek birşeydir. Herzaman birilerine, bişeylere karşı çıkmıştır. Ama burada durumlar biraz farklı.

Karşımızda sanki saatlerdir orda oturuyorlarmış da biz onları fark etmemişiz gibi yedi silüet oturuyor. Onlara neden burda olduğumuzu sormak istiyorum ki o anda yanımdaki koltuğun boş olduğunu fark ediyorum. Demek ki beklenen biri daha var. O sırada dışarda bir kaç fısıltı duyuyorum ve sert soğuk bir ses duyuluyor. "Ben Santomarial Kalesi Varisi Oridiuxar Amantes İacta."

İçeri giren adam beyaz saçlı biri. Bir insan. Güzel yüzü bir elfinkini andırsada bir insan. Saçlarıyla zıt olan kara gözleri iyi bir uyum sağlamış. Tam bir savaşçı görünümünde. İçeri giriyor ve başıyla bizi selamladıktan sonra odayı keşfe dalıyor. Gözleri yedi silüette takılı kalıyor. Daha sonra gelip yavaşça sol tarafımdaki koltuğa geçiyor.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 7:55 pm

Henüz koltuğuma yeni yerleşmişiken, Yedili'nin tam ortasına denk gelen koltuktaki sis bulutunda bir hareketlenme farkettim ki ben farkettiğime göre, elf gözler bu hareketin ötesini görmüş olmalıdır diye geçirdim içimden. Ağzımda gevelenen sorulardan en can alıcısını mırıldanmak üzereyken sis bulutu dilegeldi.

-Meloriem Ormanından yetileri dört bir ağızda dile getirilen kardeşler Alatariel ve Qoarat. Topraklarımızda ve şu an Nerih Jor konseyinde bulunuyor olmanızdan oldukça hoşnutuz.

"Alatariel ve Qoarat." Çokça kez işitmiştim bu isimleri. diye geçirdim içimden. Üstelik bu elf hanımı. -Gözümün ucundan süzmeye başlamıştım..- Rastgeldiğim diğer elflerden sıyrılıp hemen göz önüne çıkıveriyordu. Aldırışsız tavırları, göz teması için bile şu an uygun bir vakit olmadığına işaretti. Tekrar dile gelen cisime odaklandım ve konuştuklarına kulak kabarmaya başladım. Sis bulutu konuşmaya devam etti.

-Ve Santomarial Kale Devletinden Paladin Oridiuxar Amantes İacta...

"Kirli Paladin." diye sözün arasına girdim, bu cismin sözünün kesilmesine vereceği tepkiye aldırış etmeden. Çünkü bu benim için önemli bir detaydı. Bir süre sessizlik olduktan sonra aynı sis bulutu ses tonunda bir değişiklik olmadan devam etti.

-Hoşgeldiniz Oridiuxar.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 8:32 pm

"Kirli Paladin" Sanki bu sözler sadece onu tanımlayabilir isminin bir anlamı yokmuş gibi araya giriyor. Tabiki de bu insanı tanıyorum Santomarial Kalesinin varisini kim duymamıştır ki? Daha önce hiç görmeme karşın tanıdık bir suratı var. Belkide babasının suratına aşina olmamdan. Suratındaki benzerlik üzerine söz söylenemez.

Ne varki bu yabancı babasına oranla daha gizemli. Pek tekin bir görüntüsü yok, sanki her an bana zarar verebilirmiş gibi. Ama ses tonundaki otoriterlik biraz olsun güven sağlıyan cinsten.

Gözlerimi bu yabancıdan ayakta duran silüete çeviriyorum. Sanki elf gözlerim o kara görüntüde birşeyler görebilicekmiş gibi silüeti süzüyor. Ne yazıkki başarılı olamıyorum. Ne kadar dikkatli bakarsam görüntü okadar saydamlaşıyor. Bende bu yersiz çabamdan vazgeçiyorum.

Baktım ki kimse tenezzül edip konuşmicak. "Sanırım hepimizin burda olmasının amacı var. Peki bu amaçtan bize biraz bahseder misiniz saygıdeğer Nerih Jor üyesi ?" diye söze giriyorum. Birilerinin bişeyleri açıklaması lazım.

-Bildiğiniz üzere yeryüzündeki barışı tehdit eden Boraw ve orduları gün geçtikçe güçleniyorlar. Bütün karanlık ırklar kışkırtıldı ve hepsi bu savaş şefinin emrine girmek için yanına gidiyorlar. Burda oluş sebebiniz sizden bu birlikler ana bölgeye ulaşıp güçlenmeden önce onları yok etmenizi istememiz.

Söylediklerini aklımdan bir kez daha geçiriyorum. İnanın yeryüzündeki barış pekde ilgimi çekmiyor. Fakat biraz maceraya hayır diyemicek kadar uzun süredir yayımdan uzak kaldım -ufak tefek atış alıştırmaları ve avlanmayı saymıyorum.

Bunun üzerine söylenicek söz yok ne sorabilirim ki. Biraz bilgi almalıyım ama o bilgiyide bu yüce varlıklardan isemem saçma mı olur diye düşünürken ağzımdan şu sözler dökülüyor: "Peki bunun için durup birlik naaraları mı atmamız gerekiyor? Tam olarak gitmemiz gereken yerleri söyleyin de yola koyulalım." Sesimin bu kadar saygısız çıkmasını engelliyemedim. Ama karşımdaki Yedi'li ve yanımdaki insanın hakkımda düşündükleri pekde önemli değil.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 9:01 pm

Hafifce kıkırdadım. Kıkırtının hemen ardından elfkızı sert bir şekilde bakışlarını bana çevirdi. Ben ise yüzümdeki tebessümün sıcaklığını bir an bile yitirmeden hanıma döndüm. Aslında kıkırdamış olmamın nedeni, ses tonunun hoşuma gitmiş olmasıydı, fakat bunu kimsenin bilmesine gerek yok.

"Aslında ortada olan bir şey var ise bu da; bölgeye ve gerçekleşecek bir sonraki hamleye tam olarak hakim olmadan harekete geçmemiz sonucunda bu görevin intihardan farksız olmasıdır. Çeşitli gereksinimlerimiz olacak. Gerçek ölçeklerle hazırlanmış detaylı haritalara, bölgenin toprak yapısına ve bitki örtüsüne dair detaylı bilgilere ihtiyacımız var. Daha sonra siz konsey üyelerinin -Derken bakışlarımı tekrar sis bulutuna çevirmiştim.- bize sağlayacağı envanteri bilmeliyiz ki doğrultusunda kusursuz bir plan oluşturabilelim."
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 9:27 pm

Hah!. Ne kadar da küstah. Tam da prenslere göre bir davranış. Onun söylediklerine her ne kadar hak versem de bunu sesli dile getirmek benim için oldukça zor. Hele bu sözlerimin onun küstahlığını kamçılicağı düşünülürse.

"İnsan haklı" demekle yetiniyorum. Umarım sesimdeki hoşnutsuzluğun farkındadır. Sonrada o kapkara gözlerine bakıyorum. Dikkatlice... Bir insana göre her açıdan farklı olan bu varlığın gözlerinin arkasını görebilmeyi umuyorum. Bu küstahlığında ki o çekici şey nedir?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Qoarat

Qoarat


Mesaj Sayısı : 18
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 10:02 pm

Konsey,insan ve kardeşim konuşurken hiç sesimi çıkarmadım. Plan yapmak bana göre değil. Zaten haritalardan anlatılanlardan da anlamam. İşin iyi tarafı bu görevde yanımızda harita ve silahlardan anlayan bir insan var. Kardeşimin de haritalara karşı bir ilgisi olduğunu sezsem de ülkemiz topraklarında henüz onlara bakmak gibi birşeye kalkışmış değil.

Şuanda düşlediğim tek şey eski günlerdeki gibi evime pek de uzak olmayan orman girişine çömelip sessizlikle randevulaşmak. Ama bu seruvende keyifli olabilir-umarım-...


En son Qoarat tarafından Perş. Nis. 30, 2009 7:22 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 10:18 pm

-Sizin gecelemeniz için hazırlanmış konutta gerekli haritaları bulacaksınız. Envanter gereksiminiz içinde öncelikle planınızı hazırlamanızı öneriyoruz. İhtiyaçlarınızı dilediğiniz zaman bu odaya gelerek belirtebilirsiniz. Kendinizi sığ tutmamanızı tavsiye ederim.

Son cümle odada yankılanırken, sesin sahibinin kıkırdadığını duymuş gibi olsam da üstünde durmadım. Aklım az sonra dilime döküleceklerle meşgul durumdaydı. Burnumdan derince bir nefes aldım ve ayağa kalktım.

"Sizden, bir tek isteğim olacak."

Tekrar soluklandıktan sonra ekledim.

"Görev sonunda bana insanlığımı geri verin!"

Sözüm sonrasında derin bir sessizlik hatta Yedili'nin bir kaçında ritmik titremeler meydana geldi. Kadim sözcükler odada yankılanmaya başladı. Sanki bu silüetler kendi aralarında tartışır durumdaydılar.

...

Bir süre gürültü devam ettikten sonra, tekrar sessizlik sağlandı ve yedi silüetin sağ ve sol uçlarda oturmakta olanları aniden yok oldular. Fakat henüz yokluklarını dile getirememişken tekrar oda içerisinde belirdiler. İkiside aynı anda aynı kelimeleri dile getirdi.

-Helcirué isteğini kabul etti.

Çatık kaşlarım gevşemiş, içimdeki sıkıntı yok olmuştu. Minnetle dizimin üzerine çöktüm ve tok bir ses tonuyla mırıldandım.

"Teşekkür ederim."

...

Toplantı sonlanmış, Yedili silüetlerini oda içerisinden silmişti. Kapı ardına kadar açıldı ve içeriye bir ışık elfi süzüldü.

-Lütfen beni izleyin, geceleyeceğiniz konuta kadar size eşlik edeceğim...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 10:41 pm

İnsanlığını geri vermek mi? Hmm bu oldukça ilginç. İnsan olmadığı her tarafından belliydi. Bunu kendi kulağımla duymak mı bu kadar şaşırmama neden oldu?

İçeriye bir elf girdi ve onu takip etmemizi istedi. Burdaki hangi emire -rica şeklinde söylenmiş olsalarda- karşı çıktık ki buna çıkalım?

Bizi peşinden bi odaya sürüklüyor "Qoarat, Alatariel burada rahat edicenizi umuyoruz." Burası kendi evime çok benziyor. Oda biraz farklı. İçeriye ışık girmesi için açılan deliklerin yanında bir kapı var. Sanki bir balkona açılıyor gibi. Oraya yöneliorum. Bu kapıyı açtığımda ufak geçitle karşılaşıorum. Sanki bir ormanda yeterince çiçek yokmuş gibi burayada bişeyler koymuşlar. Bu geçiti takip ediyorum ve bir odaya ulaşıyorum -muhtemelen kardeşim için hazırlanmış bu odaya. Qoarat'ın arkadam olduğunu fark etmiyorum. İçeri giriyor. Oda evinde gibi hissediyor olmalı. Onu orda bırakıp kendi tarafıma geçiyorum.

İçimde bu kadar sıkıntı varken uyuyabilmek zor. Biraz yürüyüşe çıkmalıyım. Hem bize bahsettikleri şu haritalara göz atsam fena olmicak.

Dışarı çıkıyorum bu koridorlar oldukça karanlık. Bir insan mumu olmadan yüriyemez. Ama benim için sorun değil tabiki. Biraz ilerdeki bir odadan hışırtıları duyuyorum. Kapı aralık. Belki burası insanın odasıdır girmem doğru olmaz. Ama ses geldiğine göre uyanıktır ve belki ona harita odasını sorabilirim.

Kapıdan içeri son derece sessiz bir biçimde süzülüyorum. İnsan haritalara dalmış. En azından doğru yerdeyim. Beni fark etmiyor. Belkide tepki verme gereği duymuyor. Dahada yakınına gidiyorum. Orda olduğumu bildiğinden emin olmam için.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 10:46 pm

Odaya birinin sızdığını farketmiş olsamda dikkatimi dağıtmak istememiştim ve bakışlarımı haritaların üstünde tutmaya devam ettim. Lakin odaya yayılan hoş kokunun ardından, bir kaç şey söyleme gereği hissettim. En azından bir başlangıç gerekmekteydi ileride birlikte kılıç sallayacağım kişilerle.

"Selamlar Lady'm" diye mırıldandım, haritanın başından ayrılmadan.

"Kuşkusuz uykudan yoksun bir gece değil mi?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 10:49 pm

Biraz küstah bir tavrı var bu gerçek. Konuşurken bana bakmamasıda oldukça rahatsız edici. Ama nedendir bilinmez ona alışmaya başlıyorum.
"Ne zaman uykuya tam anlamıyla doyabildim ki?"
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 10:54 pm

Gülümsedim ve başımı haritalardan kaldırıp elfkızına çevirdim.

"Size ait olmayan kabusları tekrar tekrar görüp, uykunuzdan sıçramak gibi değil mi?"

Her zaman sorulara soruyla cevap vermekten hoşlanmışımdır. Haritaların bulunduğu masanın üzerine bıraktığım tabakayı alıp, içerisinden bir sarmal tütün çıkardıktan sonra ucunu ateşe verdim. Tabakayı açık bir şekilde masanın üstüne bıraktım ve başımın hareketiyle dilerse alabileceğini belirttim.


En son Oridiuxar tarafından Çarş. Nis. 29, 2009 11:08 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 11:06 pm

İlginç. Kelime oyunlarını severim. Ama sadece ben yaptığımda. Fakat bu insan -yada herneyse- gerçekten düşüncelerimi iyi tanımlıyor.
Hah.! Tütün tam insanlara özkü zevklerden. Bir anda aklıma bu varlığın toplantıda konsey üyelerine söylediği birşey geliyor: Görev sonunda bana insanlığımı geri verin! Bu sözlere karşı oluşan merakımı dindiremiyorum
"Toplantıda bahsettiğin şu şey: İnsanlığının geri verilmesi. Bunu istemen için insan dışı bir varlık olmalısın. Peki tam olarak nesin?" Başımı yana eğip ona dik dik bakıyorum. Bu bakış kardeşimden cevabını almak istediğim sorularda ona sempatik görünmek için kullandığım bakış. Ama burda yersiz olduğunu anlıyorum ve hemen suratıma bir soğukluk yerleştiriyorum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
OridiuXar
FallenPaladine
FallenPaladine
OridiuXar


Mesaj Sayısı : 58
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 11:24 pm

Bu soru sonrasında yüzümdeki tebbessümün anlık düşttüğünü farkettim ve hemen gülümsememi eski yerine yerleştirdim. Aslında geçiştirmek istiyordum, fakat hanımın farklı düşünceler türetip, bana güvenmek konusunda kuşkuda kalmasını hiç istemem.

"Hayli zamandır üzerime sürülmüş bir lekeyle yaşıyorum Lady'm. Şuan gördüğünüz gözler ve saçlar aslıma ait değil. Ben ve tarikatime bağlı diğer paladinler -Bu isimlendirmeden sonra durulup derin bir nefes vermiştim.- topraklarımızı tehdit eden bir oluşumu engellemek için yeraltındaki boyuta geçmiştik. Kardeşlerimin her biri birbirinden güçlü savaşçılardı lakin düşman sinsiydi. Kapana kıstırıldık ve her gün batımında birimizin öldürülmesini seyretmekle cezalandırıldık."

Derin bir nefes daha aldım, o anlar tekrar gözlerim önüne gelmiş ve bu içimi acıtmaya başlamıştı. Yine de devam ettim.

"En sona ben bırakıldığımda ise Kralın Oğlu olmam nedeniyle yavaş ölüme layik görüldüm. Kadim bir lanet mühürlediler damarlarıma ve beni azad ettiler. Azad edilmemdeki neden de babamın gözü önünde yavaş yavaş ölmemi istemeleriydi. Günlerce ızdırap çektim. İlk günler sadece akrabalarımın acılarını hissederken, gün geçtikçe tanımadığım insanların en derin kabuslarını yaşadım."

Tekrar durakladığımda sarmalımdan bir tütün çektim. Yüzüme kendimden emin ve gururlu bir ifade yayılmıştı.

"Gün geldi laneti yenmeyi başardım. Üstelik hayal bile edemeyeceğim yeteneklere kavuşarak. Lakin tarikatim beni tekrar arasına kabul etmedi. Onları suçlamıyorum. Ne de olsa ben içimdeki inancın bilincindeyim. Yine de takdir edersiniz ki ben kendimi özlemekteyim. Bakışlardan bezdim. Yabancılık çekmekten nefret ettim. Be.."

Sözümü yarıda kesmiştim. Anlatmak istediğimi anlatmış hatta fazla bile konuşmuştum.

Umarım sıkmamışımdır sizi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Alatariel
Admin
Alatariel


Mesaj Sayısı : 33
Kayıt tarihi : 29/04/09

Genç Çağ Empty
MesajKonu: Geri: Genç Çağ   Genç Çağ Icon_minitimeÇarş. Nis. 29, 2009 11:33 pm

Bu kadar meraklı olmak zorunda mıydım? Diye geçiriyorum içimden. Bir gün kimsenin işine burnumu sokmamayı öğreniceğim. Bir gün...

Ona söylicek bir lafım yok. Ne diyeceğim? Herşey düzelir mi? Çok komik. En sonunda ağzımdan şunlar dökülüyor: "Herkesin bir hikayesi vardır."


En son Alatariel tarafından Perş. Nis. 30, 2009 12:29 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Genç Çağ
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 5 sayfasıSayfaya git : 1, 2, 3, 4, 5  Sonraki
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Lilium TR :: FRP :: Forum RP-
Buraya geçin: